Kahvenin tarihteki yolculuğu

Kahvenin tarihteki yolculuğu

Her birimiz dünya üzerinde kendi öznel hayatlarımızı yaşarız. Burada olduğumuz sürece yolculuk halindeyizdir. Mekan ve zaman içerisinde hayat yolculuğudur bu. Birçok insanın hayatına dokunuruz ve birbirimizle bircok anı paylaşırız. O anların ne kadar da çoğunda severek tükettiğimiz kahve bir tamamlayıcı olarak bizlere eşlik eder hiç düşündünüz mü? Arkadaşınızla sohbet ediyorsunuzdur. Hadi gel bir kahve yapalım dersiniz. Kahve paketi açılır ve kahve kokusunu duymaya başlamışsınızdır artık. Ardından koyarsınız çekirdekleri öğütücüye ve bir anda mis gibi kahve kokusu sarar dörtbir yanı. Sıra gelir özenle demlemeye. Şimdi vakit bekleyiş vakti. Biraz sabırla kahvenin demlenmesini beklersiniz, bir yandan da sohbete kaldığınız yerden devam edersiniz. Demlemenin bitmesiyle birlikte kahve hazırdır, kahve bardaklara konur ve biraz koklayarak ilk yudum alınır. Sohbetin en lezzetli vakti işte şimdi başlamıştır. Buda kahvenin hislerimize olan yolculuğudur. Bu, tadın damağımızdaki yolculuğudur. Peki sizce kahvenin keşfinde pay sahibi olan keçiler insanlık için bu denli büyük bir şey yaptıklarının farkındalar mıydı? Size bir sır vereyim. Biz kahveyi o kadar çok seviyoruz ki keçiler bize yardım etmemiş olsaydı bile tarihin bir yerinde mutlaka kahve ile buluşurduk. Hem insan sevdiğinden ayrı kalabilir mi?

Şimdi ise zamanda geriye gidip bizim için özenle hazırlanmış kahve çekirdeklerinin tarihteki yolculuğuna göz atalım. Zaten kahvenin keşfinin MS 800 lü yıllarda Etiyopya’ da yapıldığından ve 14. yüzyıl civarında araplar tarafından ilk kez kavrum yapılarak pişirildiğinden bahsetmiştik. Şimdi de gelin bu tarihlerden günümüze olan yolculuğundan biraz bahsedelim. 1400 lü yıllardan sonra Yemen de iyice ünlenen kahve dönemin Yemen Valisi olan Özdemir Paşa tarafından çok beğenilmiş ve 1500 lü yılların ortalarında Yemen’den İstanbul’a, Kanuni Sultan Süleyman’a ikram edilmek üzere getirilmiştir. Padişah tarafından da çok beğenilen kahve zaman içerisinde saray mutfağında itibarlı bir yere sahip olmuş ve günümüzde dünyaca üne sahip Türk kahvesinin temelleri böylece atılmıştır. 1544 yılında ise iki Suriyeli Arap tarafından Tahtakale’de İstanbul’daki ilk kahvehane açılmıştır. Bunu izleyen süreçte ise kahvehaneler çok popüler hale gelmiş ve insanların sosyalleşmek amacıyla bir araya geldiği mekanlara dönüşmüşlerdir. Zaman zaman dini sohbetlerin yapıldığı yerler olsa da kahvehaneler Osmanlı kültürel yapısına hakim olan saray, medrese, cami gibi devlet ile bağlantılı sistemin dışında kaldığı için Ulema tarafından miskinlerin buluşma mekanı gibi sıfatlar takılarak nahoş karşılandığı dönemlerden de geçmiştir. Hatta dönemsel olarak kahve içmenin haram kılındığı yada kahvehanelerin kapatılması gibi badireler de atlatmıştır Osmanlı’da kahve. Yaşanmış olan bu olumsuzlukalara rağmen zaman içerisinde Türk kahvesi sürekli popülaritesini artırmayı başarmıştır.

Dünya ticaretinin gelişmesinde büyük bir yeri olan Venedik’li tacirler ise Osmanlı’ya yaptıkları ziyaretler sırasında kahveyle tanışmışlardır. Ticari olarak yüksek bir potansiyele sahip olduğunu düşündükleri kahveyi 1615 yılında Venedik’e götürmüşlerdir ve Avrupa’da da kahvenin yolculuğu bu şekilde başlamıştır. Hızla Avrupa’da müdavim toplayan kahve ilk dönemlerde arabistan şarabı diye de anılmıştır ve 1645 yılına gelindiğinde İstanbul’da açılan ilk kahvehaneden yaklaşık yüz yıl sonra İtalya’da ilk kahvehane yani ilk cafe açılmıştır. Kahve Paris’ilk kez 1643’te ulaşmıştır. Oradan Londra’ya ulaşması ise 8 yıl daha alarak 1651’i bulmuştur. Belki de kahvenin kendilerine gelmesinin 8 yıl sürdüğünü öğrenen İngilizler, o zamandan İngiltere ile Fransa arasına bir tünel yapma fikrini düşünmüş olabilirler. Yıl 1668 olduğunda kahve okyanus aşmış ve New York’a ilk defa kahve ulaşmıştır. 1670 li yıllarda Almanlar ve ardından Osmanlı’nın ikinci Viyana kuşatmasının ardından yanlarında getirdikleri kahveleri geride bırakmasıyalda 1683’te ise Avusturya kahve ile tanışmıştır. Kahvenin Avrupalar arasında yaygınlaşması ile dünya üzerinde birçok yerde de kahve tarımı yapılmaya başlanmış ve günümüzde dünya kahve üretiminin yaklaşık üçte birinin yapıldığı Brezilya’ya ilk kahve fidanı 1727’de dikilmiştir. Tarihten günümüze kahve dünyada en çok ticareti yapılan ürünlerden biri olmuştur ve günümüze baktığımızda özellikle üçüncü nesil kahvecilik ile hayatımızda çok daha özel bir yere kavuşmuştur.

Yorum Bırak